Dün gece Beşiktaş'ın Atletico Madrid'e elenmesiyle birlikte ülke futbolu olarak bu sezonki Avrupa defterini kapatmış olduk. Sportif başarı açısından çok verimli sayılmasa da ülke forma kültürü açısından tarihi bir Avrupa sezonunu noktaladığımızı söyleyebilirim. Bu büyük adımın Beşiktaş ve Trabzonspor gibi forma kültürünü oturtamamış, hatta esas iç saha forması bile tartışma konusu olan iki büyükten gelmesi de bir hayli enteresan oldu. Ama çok da iyi oldu.
Önce Beşiktaş'la başlayalım. Beşiktaş iki sezondur esas forması olan beyaz forma - siyah şort - beyaz çorap kombinasyonunu ciddi ciddi kullanıyor. Geçen sezon biraz sekteli olsa da özellikle bu sezon tam anlamıyla hakkını verdiler. İşin Avrupa kısmına geldiğimizdeyse ülkemiz için devrim sayılabilecek bir istatistik çıkıyor. Beşiktaş, grupların başından dün geceki Atletico maçına kadar, bu sezon İnönü Stadı'nda oynadığı tüm Avrupa Ligi maçlarında beyaz forma - siyah şort - beyaz çoraplı, "olması gereken" iç saha kombinasyonunu giydi.
Gelelim Trabzon'a... Onların durumu biraz ilginç. Herhangi bir formaları için "Trabzon'un esas forması" diyemiyorum. Trabzon'da bile diyebilen olduğunu sanmıyorum. Geçmişten gelen bir çubuklu kültürleri olduğunu varsayarsak çubukluya esas formaları diyebiliriz.
Esas forma tartışmasını bir yana bırakıp setler üzerinden yorum yaparsak daha sağlıklı olacak sanırım. Trabzonspor'un bu sezon iç saha forması, "yani asıl giymesi gereken forması" çubuklu. Ligde çok uymasalar da iş Avrupa'ya gelince onlar da Beşiktaş gibi iç saha formalarının hakkını verdiler.
Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkamayıp Avrupa Ligi'ne geldi ve 2. kupada sadece bir tur oynayabildi Trabzonspor. Toplamda 8, iç sahada 4 maç oynadı. Tıpkı Beşiktaş gibi Trabzonspor da bu sezon Avrupa'da oynadığı tüm iç saha maçlarında bu sezonki iç saha formasını, olması gereken kombinasyonuyla birlikte giydi.
Özellikle cümlenin son kısmı çok önemli. Trabzon'un geçmişten gelen bir kombinasyon hastalığı var. Formalarında olduk olmadık her türlü şort-çorap kombinasyonunu yapabiliyorlar. Özellikle çubuklunun altına giyilen şort son yıllarda çok değişmeye başladı. Ama bu sezon çubuklunun şortuna hiç dokunmadılar. En önemlisi, Avrupa'daki iç saha maçlarında kombinasyon yapmak için kasıp forma bütünlüğünü hiç bozmadılar. Sadece Avrupa Ligi'ndeki PSV deplasmanında formaya açıklık kazandırabilmek için -mecburiyetten- mavi şort ve çorap giydiler çubuklunun altına.
Trabzon'un bir diğer özel durumu da bu sezon Avrupa'da iki kupa arasında sürekli git-gel yaşamaları oldu. Hatırlarsanız Şampiyonlar Ligi ön elemesinden elenip Avrupa Ligi elemesinde Bilbao'yla tek maç oynayıp tam rövanş öncesi Fenerbahçe yerine tekrar Şampiyonlar Ligi'ne çağrıldılar. İşte o yolun başındaki Benfica eşleşmesinde de bir iç saha maçı oynadı Trabzon. Ve o maçta da yine bordo şortlu, bordo çoraplı çubuklusunu giydi.
Yazının başında da belirttiğim gibi bu önemli istikrarların Beşiktaş ve Trabzon gibi bu işte bir çizgiyi hiç yakalayamamış iki takımdan gelmesi işin en şaşırtıcı yanı. Ben, özellikle Trabzon'u izlerken her iç saha maçından önce "Bu defa bozacaklar", "Bu maç bordo giyiyorlar", "O altın sarısını da bir maça sıkıştırırlar" gibi düşüncelere kapılıyordum ama helal olsun ki hiç bozmadılar. İnşallah bu sezonki istikrarları hem Avrupa'da oynayan/oynayacak tüm kulüplerimize örnek olur, hem de kendilerinin de genel anlamda bir forma çizgisine gelebilmeleri adına başlangıç olur.