28 Ağustos 2013 Çarşamba

FIFA 14 ve Süper Lig


İlk kez FIFA 2000'de tek denemelik bir tat bırakan ve daha sonra FIFA 07'den FIFA 11'e kadar seride art arda 5 yıl yer alan Küme-i Şahane'miz*, 3 Temmuz süreci ve Mehmet Ali Aydınlar yönetiminin ülkeye soktuğu en büyük kazık olarak bir daha oyunlara giremedi. Kapısına gelip ligin lisansını isteyen EA Sports yetkililerine "engin yöneticilik tecrübesi" ve "operasyon becerisi"ni konuşturarak "Lisans mı, ne lisansı? Lisans ne arar la TFF'de? Gidin kulüplerden alın. Ben bilmiyorum lisans misans..." cevabını vermiş ve üç kuruşluk oyun zevkimizin içine etmişti.

Olayların sıcağı sıcağına yaşandığı sezon, FIFA 12'de bulunamamıştı ligimiz. Federasyonda başkanlık değişimiyle Aydınlar'ın yerine gelen Demirören de işlerden en az Aydınlar kadar anlamadığı için, Süper Lig FIFA 13'te de yer almamıştı. Gerçi Demirören'e lisans yüzünden kızamıyorum. Zira bırakın lisansı, kendisinin futbol ve yöneticilik alanında anladığı herhangi bir konu bulunmamakta.


Fakat bu yıl, artık fazla uzayan bu sorunsalla ilgili çok değişik gelişmeler yaşandı. Nisan ayında oyun sitelerine düşen habere göre; Kulüpler Birliği ile temasa geçilmiş ve konuyla ilgili "EA Games ile anlaşma imzalama aşamasındayız. Birkaç gün içinde anlaşma tamamlanacak. Ligimiz kesinlikle oyuna eklenecek!" yanıtı alınmıştı.

TFF'nin lisans vermemesi ve EA Sports'un da -haklı olarak- bütün takımlarla tek tek görüşmek istememesi, Kulüpler Birliği'yle anlaşmanın en mâkul yol olduğunu gösteriyor. Bu nedenle çok umutlandık. Fakat doğruluğu meçhul bu üç cümle dışında, ilerleyen zamanda hiçbir gelişme yaşanmadı.

Hayran tasarımı, hoş bir Türkiye kapağı. Keşke gerçek olsa...

Fuarlar geldi geçti; yeni lisanslar, yeni ligler açıklandı; ama içlerinde Türkiye'ye dair hiçbir şey yoktu. Tabii bu sırada şaşırdığım şekilde, gelişmeleri merakla takip edenler sadece bizler değiliz. Bizim kulüplerin son zamanlarda yaptığı birçok önemli transfer ve geçen yıl hem Fener'in hem Galatasaray'ın Avrupa'yı sallamasıyla birlikte, yurt dışından da Süper Lig'e ve bu konuya ilgi inanılmaz bir düzeye ulaştı. Öyle ki; yabancı oyun editörleri, bloggerlar, serinin takipçileri... herkes bunu merak ediyor, yapımcıları gördükleri yerde bu sorularla sıkıştırıyorlar. En sonunda birkaç gün önce Gamescom fuarında serinin resmi bloguna verdiği röportajda yine Türkiye ligi sorulunca, oyunun yapımcılarından David Rutter: "Bu soru o kadar çok soruluyor ki, artık Twitter'ı bile okuyamıyorum doluluktan. Açıkladığımız yeni lisanslar var: Şili ligi, Arjantin ligi, yeni İtalyan takımları, Brezilya milli takımı... Şu an için onaylayabileceğimiz başka bir şey yok. Bekleyelim..." yanıtını verdi.

Bunun dışında Twitter'dan, Facebook'tan, forumlardan da çok soruluyor bu soru EA Sports'a. Genelde yanıt hep "bekleyelim, görelim", "şimdilik onaylayabileceğimiz bir şey yok", "gelişmeleri takip edin" şeklinde oluyor.



Peki ne olacak şimdi? Süper ligi var mı, yok mu? Şimdi konuyu elimizdeki bilgiler ve oyunlara gömdüğüm yıllarımın verdiği deneyimle yorumlayarak bir tahmin yapmak istiyorum.

Federasyon lisans vermiyor. Maalesef 3 yıldır yaşadığımız sorunun temeli bu. Bunun üstüne EA Sports gidip Kulüpler Birliği'yle görüşüyor. Eğer anlaşabildilerse bile sonuç olarak ligin lisansı alınmış olunmuyor. Yani? Şöyle ki, ligin lisansını alamamış olsalar bile 18 takımla anlaştılarsa takımları bir arada oyuna eklerler. Fakat, oyunda resmi herhangi bir lig unsuru yer almaz. Ligin logosu olmaz, menüde "Spor Toto Süper Lig" yazmaz, önceki oyunlardaki gibi ligde kullanılan top oyuna eklenmez vs. Ancak bu 18 takım, "Turkish League" gibi bir isim altında bir araya toplanabilir ve oyundaki her modda da bu şekilde geçer. Yani lig, lisanssız bir şekilde eklenmiş olur.


Bu, gayet olabilecek ve geçmişte de örneklerini gördüğümüz bir yol. Eğer böyle bir gelişme varsa, EA Sports yetkililerinin duyuru yapmaması da son derece mantıklı oluyor. Çünkü "oyuna ekledik" diyebilecekleri resmi bir lisans yok.


Yukarıda da belirttiğim gibi, bu bir "tahmin". Tamamen kişisel yorumum. "İşte böyle olacak" demiyorum! Ama EA Sports yetkililerinin bu konu her sorulduğunda verdikleri yuvarlak cevaplar, hiçbir zaman kesin bir şekilde "evet" ya da "hayır" dememeleri, bu ihtimâlin yüksek olduğunu düşünmeme sebep veriyor. Sonuç olarak, bekleyelim, görelim. Umut etmekten başka yapabileceğimiz bir şey yok şu an için.


* Four Four Two, 2007 Mart sayısı, Mert Aydın

27 Ağustos 2013 Salı

Yeni Nesil (PS4, Xbox One) - 1 - İlk Bakış


"Geldi", "geliyor", "gelecek", "gelmeli", "gelsin", "gel ulan artık!"... derken yeni nesil sonunda kapımıza dayandı arkadaşlar. Geçen sene çıkan WiiU'yu ben dâhil oyunlarla ilgili kimselerin %99'u yeni nesilden saymadığı için, asıl yeni nesil, bu sonbaharda çıkacak PS4 ve Xbox One'la başlıyor. Önce şubatta Sony, ardından mayısta Microsoft duyurdu yeni konsollarını. Sonrasındaysa E3 ve Gamescom fuarlarındaki gelişmeler ve gelen haberlerle, bu konsollar hakkında artık epey bilgi sahibiyiz.

Eh, yıllar sonra yeni konsollar geliyorken, ben de blogda bu konuya değineyim, detaylıca anlatayım dedim. Konu çok uzun olduğu için de 4 parçaya böldüm. Bu ilk bölümümüzde neyin ne olduğuna kabaca değinip, konsolların genel hatlarından bahsedeceğim. Sonraki bölümlerdeyse daha detaylı özelliklerine, kontrolcülerine ve oyunlarına değineceğim.

Önce en temelden başlayalım. Ne kadar detaylı teknolojik cihazlar olsalar da, sonuçta insanın ilk gözüne çarpan, fiziksel görünümüdür. Bu iki konsolda da ilk dikkatimizi çeken, doğal olarak boyutları oldu. Xbox One çok büyük -ve tasarım olarak da dümdüz- iken, PS4 -tasarımının güzelliği tartışılabilir olsa da- olması gerekenden çok küçük geldi gözümüze. Nihayetinde bu cihazları evde televizyonun altına koyacağımıza göre, PS4'ün bu konuda avantajlı olduğunu söyleyebiliriz.

Xbox 360, birçok yönüyle güzel bir konsol olmasına rağmen, aynı zamanda oyun tarihinin en büyük fiyaskolarından biriydi. Çünkü konsolda çok yaygın olarak ısınmaya bağlı 3 kırmızı ışık hatası yaşanıyor ve konsol ölüyordu. Özellikle ilk zamanlarda çok can sıktı bu durum. Daha sonra yapılan araştırmaya göre piyasadaki Xbox 360'ların %55'inde yaşanmıştı bu büyük sorun. İşte bu tarz bir sorunu bir daha yaşamamak için yoğurdu gereğinden fazla üfleyen Microsoft, sırf makinenin içindeki hava dolaşımının daha iyi olabilmesi için bu kadar geniş tutmuş kasayı.

Kasadan yavaş yavaş içeriye sokulup başlıca özelliklerini belirtmek gerekirse, ikisi de PC'ye çok yayın bir mimaride geliştirilmiş durumda. Ve çoğu özellikleri de hemen hemen aynı. Aralarındaki en önemli fark, PS4'te GDDR5, Xbox One'da ise DDR3 ram kullanılıyor olması. Matematiksel olarak da göze çarpan farkın yanında, PS4'ün ram'indeki o "G" harfi, kabaca grafik kartıyla da etkileşim hâlinde olduğu anlamına geliyor. Yani PS4'ün buradan bir gol attığını söyleyebiliriz. Hafıza konusundaysa, her iki konsol da 500 GB dahili hard diskle birlikte satışa çıkacak.


Bir önceki nesilde Nintendo'nun icat ettiği ve Xbox ile PlayStation'ın hemen kendilerine adapte ettiği hareket kontrol sistemleriyse, her ne kadar şimdiye kadar fazla ilgi görmemiş olsalar da yeni konsollarda da yer buluyorlar. Xbox'ın Kinect sistemi, artık daha kapsamlı tarama ve Full HD çözünürlükle yeni nesle geçiş yapıyor. PlayStation Camera ise artık ek aparatlara değil, doğrudan kontrolcüye adapte. Kinect bildiğimiz bir sistem olmasına rağmen, PS Camera biraz farklı ve henüz hakkında pek bilgi sahibi değiliz. Şimdilik arka plânda kalmış olsalar da, casual ve softcore olarak tabir edilen oyuncu kitleleri için kilit olabilecek cihazlar. Sonraki yazılarda bunlardan daha detaylı bahsedeceğim.

Konsolların çıkış politikalarına geldiğimizdeyse, Xbox One, kullansanız da kullanmasanız da Kinect'i zorunlu olarak pakete dâhil ediyor. Fakat PlayStation'da Camera zorunluluğu yok. Bu tercihler, konsolların fiyatlarına çok net bir şekilde yansıyor. Xbox One, Kuzey Amerika'da $500, Avrupa'da ise €500 fiyatla satışa çıkıyor. PS4'ün fiyatı ise, Kuzey Amerika'da $400, Avrupa'da €400.


Yılın sonlarında satışa çıkacak iki konsolun çıkış tarihleri de çok yakın. Xbox One için gün olarak kesin bir tarih söylenmemiş olsa da, Kasım ayında satışta olacak. PS4 ise Kuzey Amerika'da 15 Kasım'da, Avrupa'da 29 Kasım'da satışa çıkacak.

Peki ya Türkiye? Evet, bu çıkış bilgileri dünya için, daha doğrusu belli başlı ülkeler için geçerli. Xbox 360'ı Türkiye'ye resmi olarak, çıkışından tam 7 yıl sonra getiren Microsoft, Xbox One'ı da çıkar çıkmaz getirmiyor. Xbox One, ilk anda ABD ve Kanada'nın yanında 13 Avrupa ülkesinde satışta olacak. Türkiye'ye resmi gelişinin en az bir yıl sonra olacağı konuşulsa da, Xbox 360'tan edindiğimiz tecrübe, bu sürenin çok daha uzun olabileceğini gösteriyor.

PS4 ise, Avrupa'daki çıkışından yaklaşık iki hafta sonra, 14 Aralık'ta resmen Türkiye'de olacak. Kesin fiyatı henüz netleşmese de, 1250 TL ile 1350 TL arasında olacağı açıklandı.

Şimdilik genel olarak anlatabileceklerim bu kadar. Sonraki yazılarda, daha detaylı bakışlarda görüşmek üzere...